Serkan Emre Eroğlu1, Sıddıka Nihal Toprak2, Aydın Deniz Karataş3, Özge Onur1, Çiğdem Özpolat1, Emre Salçın1, Arzu Denizbaşı1

1Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, İstanbul
2Toros Devlet Hastanesi, Acil Servis, Mersin
3İskenderun Devlet Hastanesi, Acil Servis, Hatay

Anahtar Kelimeler: Geçici Adli rapor, Adli olgu, Acil Servis

Özet

Amaç: Günümüzde, bir adli olguya hekim raporları hastanelerde oluşturulmakta ve adli makamlarca kullanılmaktadır. Bu çalışmada, “geçici adli rapor” olarak sonlandırılmış adli raporların düzenlenme nedenleri araştırılmıştır.
Gereç ve yöntem: Çalışma, ileriye yönelik olarak 2 farklı devlet hastanesinde gerçekleştirildi. Veriler, SPSS 16 programında analiz edildi. Veriler 4 hafta boyunca toplandı ve ardından Kolmogorov-smirnov (K-S) ve Ki-kare testleri kullanılarak analiz edildi.
Bulgular: Çalışmamızda, toplam 610 adli olgu (Mersin Toros Devlet Hastanesi (MTDH), n=171; İskenderun Devlet Hastanesi (İDH), n=439) saptandı. MTDH’ da 100 (%58,5) geçici adli rapor ve İDH’ da 433 (%99,6) kesin adli rapor mevcuttu. yatışı yapılan/sevk edilen hastalara ait adli raporlar analiz edildiğinde, bunlardan 14’ü “Geçici” olarak sonlandırılmıştı. Çalışmaya göre, adli rapor sonucu acil servise geriatrik/pediatrik hastalar, kafa travması/penetran travma ile başvuran hastalar olduğunda doğrudan etkilenmekteydi. Toplam 11 hekimden 7’ si geçici rapor düzenlenmesinin nedeni olarak kendini koruma olarak iletti. 32 (%18,7) konsultasyon istemi mevcuttu. Konsultasyon istemi ve adli rapor sonlandırma şekli arasında istatistiksel anlamlı fark mevcuttu (p=0,009).
Sonuç: Kendi içlerinde tutarlı, birbirleri arasında ise zıt sonuçlu 2 hastane olması, adli olgulara standart yaklaşımın olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte, geçici adli raporlar genellikle kendini koruma, önyargı ya da bireysel kurallar nedeniyle yazılmaktadır. Bu 2 sonuç sebebiyle, Adli tıp eğitimi, acil hekimlerine gerekenden daha fazla verilmelidir.